4 Ekim 2009 Pazar

öylesine.

bu yazı da heidi'nin özürüne bir cila yazısı olsun.

ondankelli'den iyice umudumu kesmiş iken,hızlı geçen uzun bir zaman sonra terkedilmiş bloğu bir ziyaret edeyim dedim ve ne göreyim;biraz buruk,biraz umutlu,muallakta olmanın bize ve bloğa haslığını üstünde taşıyan bir özür yazısı kondurmuş heidi.bu geçen süre içinde değişmeyen şeylerden biri belirsizliğim oldu da,değişen şeyler ne oldu,onu da birisine sormam lazım.ben yine sadece fosforlu kalemlerle içinde kendimi bulduğum satırların altını çizmekle,keşke bunları ben yazsaymışım demekle yetinirken,heidi hanımcık kendine özgü cümlelerini saçmış durmuş puantiyeli bloğuna.ben o sıralarda buradan çok uzakta,hiç hesapta ve planda yokken özlemekle meşguldum.nazlı nerde diye soranlara 'valizini topladı,özlemeye gitti.' deseydi birileri,kimse o insana neden dedin diyemezdi,doğruydu.kimi özledin sorusuna gelince,bu sorunun cevabı ilgili kişilere verilirken,aynı saatlerde berlin'den bir tren macaristan'a doğru yola çıkmak üzereydi ve ben o trenin içinde yoktum en esaslı planım olduğu halde.bir de o sırada küçük bir kart kaybolmaktaydı ve ben o kart kaybolacağı için darmadağan bir odayı iyice dağıtarak ağlayacağımı,bir kaç gün sonra da yaşadığım o keskin üzüntünün mükafatı olarak altı senelik bir bekleyişimin bir mola alacağını bilmemekte idim.

bugün günlerden pazar,dışarısı yağmurlu ve karanlık ve ıslak ve istanbul;ondan kelli ne özleyiş ne bekleyiş biter durduk yere.

sevgiyle.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

o kart çikolatalı ekmeğe bulanmış diyorlar. macaristan'a da artık trenle gidilmeyecekmiş zaten. belki yirmi sene sonra macaristan'dan istanbul'a gelen bir trenden yeşil şapkalı bir adam inecekmiş belki, ben de küçücük kadınla yeşil şapkalı adamın istasyondaki nihai kavuşmasını seyredip duygulanan mendilli teyze olacakmışım belki. belki yani. niye ki? belki bence. belki.

nazlimu dedi ki...

heidi;
insan en çok kendi kurduğu hayallere kaptırırken kendini;senin benim için kurdukların,belki bile olsa,en az kendi kurgularım kadar içime işliyor.işte o anda asıl sevgili heidi,alplerden koşa koşa gelmek istiyorum.belki peter'le sen kutu kutu pense oynarken,arkanı döndüğünde bir gün,bir bakmışsın,ben çıkmışım...